İnfertil Çiftler için Kılavuz
İnfertilite ,çiftlerin çocuk sahibi olmak istemelerine rağmen 1.yıl sonunda henüz bir gebeliğe sahip olamamalarıdır.Kesin tanı alınana kadar infertil bir çift olduğunuzdan şüphelenebilirsiniz ancak çoğu zaman bu tanıyı kabullenmek zor olabilir.Gebe kalmak çoğu evli çift için sıradan bir olay gibidir ve genelde çocuk sahibi olmadan bir hayat sürdürmek düşünülemez bile.Her ne kadar birçok infertil çift günümüzün ileri üreme teknolojileri ile veya evlat edinme ile çocuk sahibi olabilirken, “infertilite” tanısı almak acı ve rahatsız edici duygulanmaları beraberinde taşımaktadır.
Eğer bir çift olarak “infertil” tanısı almış iseniz,unutmayınız ki yalnız değilsiniz.Bugün için Türkiye2de her 100 çiftten 15’i bu durum ile karşı karşıyadır. İnfertilite tanısına kişilerin cevabı değişiktir ve kişilik,sosyal durum ve sorunlarla başa çıkabilme yetileri ile yakından ilgilidir.İnfertilitenin duygusal etkilerini tedavinin öncesinde,tedavi sırasında ve tedavi sonrasında muhtemelen farklı farklı hissedeceksiniz.Her ne kadar “infertilite” tanısı ile tecrübesi olan uzak ya da yakın pek çok tanıdığınız olsa da , partnerinizin doğurganlık ya da üreme ile ilgili bir probleminin olduğu haberi size bir sürpriz etkisi yapar.Aşağıda sıralayacağımız duygusal tepkilerden birini,birkaçını ya da hepsini tecrübe etme olasılığınız yüksektir.
İnfertiliteye Verilen Duygusal Tepkiler
Şok
Çoğu çiftin verdiği ilk tepkidir.Tanıya şüphe ile yaklaşırlar ve inanmak istemezler.Uzun yıllar boyunca bir çocuğun süslediği aile hayalleri bir anda yıkılmaktadır.Bu şok durumu genelde kısa sürer ve esasen sonraki atılacak adımlara uyum için hastayı hazırlar.
İnkar Etme
Siz ve eşiniz ilk anda “Bu bize olamaz!” şeklinde durumu inkara yönelebilir ve problemi bir realite olarak algılamaktan kaçınabilirsiniz. Bu tepki de doğaldır ve esasen infertilite olgusuna yaklaşımınızın temposunu belirler.İnkar, ancak uzun sürerse doğal bir tepki olmaktan çıkar ve gerçeği kabullenmek açısından ve gerekli adımları atma yönünde karşınıza en önemli engel olarak çıkabilir.
Suçluluk
Zaman zaman bu durumun geçmişteki yaşanmışlıkların bir cezası olup olmadığı sorusu aklınıza gelebilir.Eşinizi ve ailelerinizi bir çocuk,bir torun sahibi olmaktan alıkoyduğunuz için suçluluk duyabilirsiniz.Bu duygulanım rahatsız edici olmakla birlikte kısa sürede geçer çünkü çözüm çoğu zaman vardır.
Kızgınlık
Kızgınlığınızın esas nedeni bu durumun size karşı bir “haksızlık” olarak algılamanızdır. Gebe kadınlara,doktorlarınıza,hemşirelere,arkadaşlarınıza ve hatta aile bireylerine yaşadığınız olayın stres ve kötü duygulanımlarını anlamadıkları için kızabilirsiniz.Bu duygulanım normaldir ancak içe atıldığı takdirde depresyona yol açabilir.
Depresyon
Hayali kurulan bir bebeğe ulaşamayacağınız duygusu,doğum ve annelik/babalık duygularını tadamayacağınız endişesi depresyona yol açabilir.Çevrenizdekiler infertilitenin yol açacağı duygusal cevapları sizin kadar yoğun algılayamayabilir.Çoğu zaman destek verebilmekten uzak bulunabilirler.Bu durumun yarattığı yalnızlık duygusu depresyonu körükleyebilir.
Kendini soyutlama
İnfertil çiftler kendilerini” yalnız” hissettiklerini sık sık dile getirirler;bu durum infertilite ile ilgile realitelerin kabul edilmesinde ve takiben mücadelede zorluklara neden olmaktadır.”Rahatla,gevşe nasıl olsa gebe kalırsın” ya da “Bir evlat edin sonra kendi çocuğunu da doğurursun” şeklindeki duyarlı olmayan sözle çiftlerde yoğun üzüntüye neden olur.Bu tarz sözleri duymamak için çiftler yavaş yavaş kendilerini sosyal ortamlarından soyutlamaya başlarlar.
Kontrol kaybı
Çoğu çift çocuk sahibi olmak da dahil ,hayatlarının her dönemini planlamak arzusundadır.Şu ana kadar hayatınızda planladığınız hedeflere planladığınız şekilde ulaşmış olabilirsiniz.Ancak,hayatınızın bu kısmında kontrolün sizde olmadığını farketmeniz ile kendinize olan güveninizde sarsılma izleyebilirsiniz.Sadece hayata ait planlarınızın değil,vücudunuz ile ilgili kontrolünüzün de kaybolduğunu düşünebilirsiniz.İnfertilite ile ilgili durumun kontrolünü kazanmak için ,hayatınızın diğer yönleri ile ilgili karar ve kontrol mekanizmalarını boşlayabilirsiniz. Ancak unutmayınız ki, infertilite ile ilgili durumda hakimiyet kazanmaya çalışmanız,hayatın bütünü için kendinizi daha az kontrolde hissetmenize yol açacaktır.
Umutsuzluk
Genel anlamda yaşanan umutsuzluk, infertilite ve tedavisinde yaşanan sevinç ve üzüntülerin bir sonucudur. Bir tedavi döneminin başlangıcında umutluyken,tekrarlayan tedavi süreçlerinde başarısızlık yaşanması umudu kırar.Hayal kırıklığı ile geçen aylardan sonra hala umutlu olmak ve pozitif davranmak zor olabilir.Bu aşamada profesyonel bir danışmanlık gerekebilir.
İnfertilitenin Çiftler Arasındaki İlişkiye Etkileri
İnfertilite, kişisel bir durumdan çok “çiftlerin” ortak sahip olduğu bir problemdir.Gerçekten de çoğu zaman infertiliteye yol açan faktörler hem erkekte hem de kadında bulunmaktadır.Durum ne olursa olsun, tepkiler çok farklı olabilmektedir.Bireysel tepkinizi kişiliğiniz, hayata dair tecrübeleriniz ve sorunlar karşısında aldığınız tavır belirler.Siz umutlu ve pozitif düşünürken, eşiniz tam tersini yaşayabilir;hatta birbirinizi suçlayabilirsiniz.
İnfertiliteye kadın ve erkeğin tepkileri farklıdır.Çoğu infertil kadın adet düzenlerine aşırı bir ilgi göstermeye başlar.Adeta adet kanamasının başlaması ile hayatlarını bütünleştirme eğilimi taşırlar.Kanamanın başlaması gebelik olmadığını gösterirken,tüm ay boyunca beslenen umut boşa gitmiştir.Bu nedenlerle adet kanamasının başlaması duygusal anlamda çok travmatik olabilir.Erkekler ise bu duygusal durumu sessizce kabullenirler;”sessizce acı çekme” eğilimi taşırlar.Çünkü çoğu erkeğin yetişme tarzında bu tip durumları “paylaşma modeli” yoktur.
İletişim
Eşiniz infertilite ve tedavisi ile ilgilenirken,ilişkinizin dinamiğinin temeli olan “iletişim” değişebilir.Partnerinizin acı çekmemesi için kendi düşüncelerinizi ifade etmekten kaçınır bir duruma gelebilirsiniz. Ancak unutmayınız ki,duygularınızı saklamak/bastırmak kızgınlığa neden olabilir; bu da ilişkinizde ek bir “baskı” unsuru olarak ortaya çıkabilir.
İnfertilite ile başa çıkabilmenin temelini eşler arasındaki “ilişkinin sağlamlığı” oluşturur.Bu nedenle bu temeli sarsmamak esas amaç olmalıdır.”İletişimde devamlılık” ise bu temelin devamı için şarttır.Bu nedenle eşinizle ,ister tanı anında ister tedavi aşamasında ilişkinizi “devamlı” kılmaya gayret edin.Neler hissettiğini ,ne düşündüğünü sorun.Her ikinizin tedavi hatta çocuk sahibi olmak için farklı düşünceleri olabilir;hatta bu düşünceler tedavi sırasında değişebilir.Bu nedenle “gerçekçi beklentilerinizin” farkında olmanız çok önemlidir.
Sonuç alma yönünde en pozitif katkıyı, birbiriniz arasındaki ”iletişimi açık tutarak” siz sağlayacaksınız.Diğer infertil çiftlerin infertiliteye ve tedaviye verdikleri cevapları okumaya ve öğrenmeye gayret ediniz. Çoğu zaman en iyi öğretmen “yaşanmışlıklar ve tecrübeler” olmaktadır.Benzer çiftlerle toplanmak ve tecrübeleri paylaşmak duygularınızla baş etmekte en faydalı yol olabilir.
Seks
Seks , eşinizle iletişimin bir başka yoludur. Ancak çoğu zaman infertilite tedavisi sürecinde seksüel ilişki etkilenecektir. Sürekli zamanlama ile yaşanan bir birliktelik, seksüel ilişkinin kendiliğindenliğini ve tatminini azaltacaktır.Seksüel birliktelik sadece bebek sahibi olmak için yapılırsa adeta görev kimliğine bürünür.Unutmayın, görevler ve mecburiyet sıkıcıdır.Seksüel birliktelikten kaçınmayı asla bir cezalandırma olarak eşinize uygulamayın.
İnfertilite Tanısı ile Başa Çıkma
İnfertilitenin yarattığı stres ile mücadele edebilmenin bazı adımları vardır.Birincisi,eşinizin ve sizin farklı bireyler olduğunuzu,farklı tarzlara ve duygulara sahip olduğunuzu unutmayın.Eşinizin sizin gibi düşünmesini veya aynı anda aynı şeyleri hissetmesini beklememelisiniz.
Bilgilenme
İnfertilitenin ne olduğu ve tedavisi hakkında kendinizi bilgilendirin.Öncelikle vücudunuzu tanıyın ve nasıl çalıştığını öğrenin.Doktorunuzdan anlayabileceğinizi düşündüğünüz en üst noktaya kadar bilgi alın.Vücudunuzun nasıl çalıştığı ile ilgili olarak infertilite ile ilgili kitapların faydası olacaktır.Durum ile ilgili temel bilginiz olursa, tanı ve tedaviye uyumunuz daha yüksek olacaktır. Benzer çiftlerin tecrübelerinden de faydalanabilirsiniz. Ancak çoğu zaman diğer çiftler sizlerle “bu konuyu” konuşmak istemeyecektir.Bu nedenle “destek grup/dernekleri” tecrübeleri paylaşmak için daha uygun ortamlar olabilir.
Duygularınızı paylaşma
İnfertilite ile uğraşırken duygularınızı paylaşmak çok önemlidir. Bu tip zamanlarda arkadaşlıkların önemi belirginleşir.Ancak arkadaşlarınız hatta aileniz durumun hassasiyetini tam olarak algılayamayabilir ve duyarsız yorumlar yapabilirler. Eğer bu takım yorumlar alırsanız,cesaretinizi kaybetmemeye çalışın.Aşağıda sıralayacağımız birkaç ipucu bu konuda size yardımcı olabilir:
*Ne hissettiğinizi tam olarak belirleyin ve bunu paylaşın. Duygularınızı yazmak tam olarak ne hissettiğinizi ortaya koymakta yardımcı olabilir.
*Herkesin düşüncelerinizi, duygularınızı ve ihtiyaçlarınızı anladığını farz etmeyin.
*Her zaman cesuru oynamayın. Bu görüntü nedeni ile arkadaşlarınız ve aileniz duygusal desteğe ihtiyacınız olmadığını düşünebilirler. Arkadaşlarınıza ve ailenize neyin size yardımcı olduğunu, neyin olmadığını söyleyin.
*Arkadaşlarınıza ve ailenize okumaları için infertilite ile ilgili yazılı materyal verin. İnfertilite ile bizzat karşılaşmış kişilerin sözlerini veya makalelerini okumaları hem size hem de onlara faydalı olacaktır.
*”Diğerlerinden” olan beklentilerinizi değerlendirin. Herkesin sizin için orada olmasını beklerseniz, hayal kırıklığı yaşarsınız.
*Kendi” kızgınlığınızın farkında” olun. Bu kızgınlık kendinize, eşinize, doktorunuza, hemşirenize, arkadaşlarınıza ve ailenize olabilir. Kızgınlığın sizin üzerindeki olumsuz etkilerini bilirseniz, çevreniz ile olan ilişkinizi buna göre ayarlayabilirsiniz.
*Duygularınızı kabullenin. Bir bebek görmek ya da çocuklara ait bir doğum gününde bulunmak gibi durumlarda acı duyabileceğinizi kabullenin.
Zor zamanların üstesinden gelmek
Günlük hayatınızın belirli bölümleri sizin için zorlaşabilir.Bir arkadaşınızın doğum yapması,gebe olan bir tanıdığınız hatta televizyon reklamları bile bir anda duygularınızın boşalmasına neden olabilir. Unutmayın ki sizi deprese edebilecek aktivitelerden kaçınabilirsiniz. Katılmanızı gerektiren arkadaş/aile toplantılarına bir mesaj veya hediye göndermek ile bu durumu atlatabilirsiniz.
Bazen kaçınılmaz durumlarla karşılaşabilirsiniz.İşte veya sosyal hayatınızda konuşma bir anda gebelik ve anne-baba olmanın zorlukları gibi konulara gelebilir. Sizin tedaviniz sürerken arkadaşlarınız ya da ailenizden biri gebe kalabilir. Tatiller ve doğum günleri sizi üzebilir çünkü size zamanın geçtiğini hatırlatacaklardır. Eşiniz ile konuşmak, yakın arkadaşlarınız ile dertleşmek, destek gruplarında / derneklerinde sorunları paylaşmak ya da bir terapistin desteğini almak bu zor zamanları atlatmak açısından faydalı olacaktır.
Limitleri belirlemek
Eşiniz ve siz tedavi süresince bazı limitler belirlemelisiniz. Hangi tedavileri alacağınızı ve tedaviyi ne ve hangi koşullarda bırakacağınızı belirleyiniz. Eğer tedavi sizin için çok stresli hale gelirse bir ara vermeyi düşününüz. Tedaviden uzaklaşmak sizin için yeniden bir güç kazanma, beklentileri yeniden değerlendirme ve alternetif tedavileri araştırma açısından faydalı olacaktır.
Danışma Faydalı Olabilir
İnfertilite tedavisi duygusal açıdan bir gelgit gibidir ve profesyonellere danışmak size fayda sağlayabilir. İnfertilite sizi o derece bağlayabilir ki hayatınızın diğer kısımlarında karar almaya/uygulamaya fırsatınız olmayabilir. Anksiete ve depresyon ilişkilerinizden ve sosyal hayatınızdan keyif almanızı engelleyebilir. Bu dönemlerde profesyonel yardım almak infertilitenin yarattığı kara bulutları dağıtabilir. Bu yardım ile önceliklerinizi belirleyebilirsiniz. Kendinize olan güveninizi tazeleyebilir ,tedaviye olan uyumunuzu geliştirebilirsiniz.
Depresyonun temel birtakım belirtilerini bilmelisiniz. Sürekli üzgün olma, çaresiz hissetme,değersiz olduğunuzu düşünme durumunda psikolojik destek aramalısınız. Çok hassas olmak,suçluluk hissi, sosyal aktivitelerden uzaklaşmak hatta intiharı düşünmek de profesyonel yardım aramak için uyarıcı belirtilerdir. Depresyon kendini çok uyumak, iştahın azalması/artması,aşırı yorgunluk, cinsel isteğin kaybı şeklinde de gösterebilir.Unutmayın ki depresyon becerikli terapistlerin yardımı ile yüksek oranda tedavi edilebilen bir duygulanım bozukluğudur.
Terapist seçimi
İnfertilite tedavisi alan hastaların ruhsal sıkıntıları ile ilgilenen bir ruh sağlığı uzmanı seçmek uygun olacaktır.Bu amaç ile kendinize yakın hissettiğiniz veya sizde daha fazla güven hissi uyandıran birini seçmek en doğal hakkınızdır; bu amaçla birden fazla terapist ile görüşünüz. Bu amaç için doktorunuzdan da bilgi alın,size uygun bir terapistle tanışma yönünde faydası olacaktır.
İnfertilite tedavisinde KARAR VERME
İnfertilite tedavisinde başarıyı yakalamak adına en önemli noktalardan biri de karar verme mekanizmasının sağlıklı işlemesidir. Tedavini stresi üzerinizde iken hem siz hem de eşiniz bir çok durumda “karar verme” durumu ile karşı karşıya kalacaksınız. Unutmayın bu kararları verirken sağlıklı düşünürseniz en önemli engeli aşmış olursunuz.
Hedeflerinizi belirleyin
Büyük ihtimalle orijinal hedefiniz sizin ve eşinizin genetik mirasını taşıyan bir bebek olacaktır.Ancak infertiliteye neden olan problem nedeni ile bu amacınıza ulaşamayabilirsiniz. Aile,çocuklar ve ebeveynlik hakkında ne düşündüğünüzü detaylı bir şekilde tekrar gözden geçirin. Bu şeklide yapılan bir tekrar değerlendirme ile “bir aile sahibi” olmak adına ilk anda düşündüklerinizden farklı bir durum ortaya çıkabilir. Örneğin deneyimlerimiz göstermektedir ki çoğu çift bu yeniden değerlendirmeyi yapmadıkları takdirde esas amaçları olan “anne-baba olmak” fikrini gözden kaçırmaktadır; olay “biyolojik anne-baba olmak” kısır döngüsünde kilitlenmektedir. Durup bir düşünürseniz genelde karşı karşıya olduğunuz üç seçeneğin olduğunu göreceksiniz:
*Kendi biyolojik çocuğunuza sahip olmak için tedaviye devam etmek
*Bir bebek/çocuk evlat edinmek
*Çocuk sahibi olmadan bir “aile hayatı” sürmek.
Çoğu çift için biyolojik çocuklarının olması için tedaviye devam etmek veya çocuksuz bir hayat sürmek söz konusu olmaktadır. Evlat edinme nedense ülkemizde çok sıcak yaklaşılan bir durum konumunda değildir. Yine maalesef çeşitli sebeplerle (bizce gerçek sebep durumun tartışmaya açılamayacak kadar mahrem kabul edilmesidir) yumurta bağışı, sperm bağışı ve taşıyıcı annelik ülkemizde yasal sınırları çizilmemiş ve yasak olan uygulamalardır.
Bazen çoğu çift biyolojik çocuklarına sahip olabilmek için o kadar uğraşmaktadır ki , evlat edinme için çizilen yaş sınırını aşmakta ve bu şanslarını da kaybetmektedirler. Daha da ötesi yaş ilerledikçe tedavinin başarı şansı da azalmaktadır. Tüm bu nedenlerle bazı şeyler için geç olmadan siz ve eşiniz muhtemel seçenekleri tartmalı ve bir çocuk sahibi olmak adına en etkin yolda yürümelisiniz.
Tedavi Seçenekleri
Her ne kadar çoğu çift için “açıklanamayan infertilite” tanısı konmakta ise genelde fertiliteyi azaltan bir ya da bir kaç sebep deneyimli hekimlerin gözünden kaçmamaktadır. Neden olsun ya da olmasın “çocuk sahibi olmak” adına yapılacaklar aşağıdakilerdir:
*İlaç tedavisi (subfertiliteye yönelik)
*Üreme organlarına ait yapısal problemlerin cerrahi tedavisi
*Zamanlanmış birliktelik, ovülasyon indüksiyonu, ovülasyon indüksiyonu ve aşılama,IVF ve ICSI
*Evlat edinme
*Çocuksuz bir hayat
Doktorunuza sormanız gerekenler
Eşinizin ve sizin muayene ve tetkiklerini takiben hekiminiz size bebek sahibi olamamanızın olası nedenleri hakkında bilgi verecektir ve bir tedavi önerecektir. Aşağıda olan soruları mutlaka hekiminize sorunuz;bu tedaviden beklentinizi ve neler yapılabileceğinin genel hatlarını belirleyecektir.
- Bu tedavi gebelik şansımızı ne kadar artıracaktır?
- Olası riskler,komplikasyonlar ve yan etkiler nelerdir?
- Tedavi süresi ne kadar olacak,kaç defa tekrarlanacak?
- Bu tedavi tek seçenek mi başka tedavi seçenekleri var mı?
- Tedavini maliyeti ne olacak?
- Sağlık güvencemiz bunun ne kadarını karşılayacak?
- Kaç yaşına kadar tedaviye devam etmeliyiz?
Unutmayın ki tedavinin finansal boyutu karşılanabilirken duygusal boyutu her zaman onarılamayabilir.
Gebe kalamazsanız…
Planlanan tedavi ve tedavi süresi sonunda gebe kalamazsanız tedavi “amaç ve tiplerini” tekrar değerlendirin.Tedaviyi bırakmak isteyebilirsiniz ya da farklı bir yöntem denemek isteyebilirsiniz;bunu hekiminizle paylaşınız.İletişim kapılarını açık tutun,küsmeyin.Sağlıklı iletişim olmadan uygun olmayan bir tedavi planlanması söz konusu olabilir. Ne istediğinizi,ne beklediğinizi ve size ne verilebileceğini ancak sorarak ve konuşarak belirleyebilirsiniz.Her adımda profesyonel bir terapistin yardımı olacaktır.
Tedaviye son verme kararı…
En zor kararlardan biri de tedaviye son verip vermeme kararıdır.Eşiniz ve siz bu anlarda kendi kendinize ya da birbirinize “Acaba yeteri kadar uğraştık mı,yapmamız ,denememiz gereken her şeyi denedik mi?” sorusunu sık sık soracaksınız;çoğu zaman da bir cevap veremeyeceksiniz.Öncelikle umut veren yeni bir ilaç,yeni bir tedavi her zaman olacaktır.İkincisi, hekiminiz tedaviyi bırakmamanızı isteyecektir,çünkü daha önce benzer olgularda gebelik izlemişlerdir.Ancak hekiminizin bu umutlu yaklaşımı “tedaviyi sonlandırmak gerekliliğini” görmezden gelmesine neden oluyor olabilir.Bu aşamada hekiminize “gerçekçi bir yaklaşımla mı tedaviye devam etme tavsiyesi” verdiğini ve şansınızın ne olduğunu tekrar sorun.
Bu tip zamanlarda tedaviye devam edip etmeme açısından eşiniz ile farklı düşüncelere sahip olabilirsiniz.Her zaman aynı şeyi aynı anda düşünemeyebilirsiniz.O zaman son kararı vermek için ufak bir ara verin,acele karar vermekten kaçının.
Kararla yüzleşme….
Eğer tedavilere bir son vermeye hazırlanıyorsanız, kararınızı netleştirmek adına size yardımcı olabilecek pek çok adım var.Finalde söyleyeceğiniz sözü “zaman” içinde oluşturmak bunlardan biridir.Ya da hiç bir karara varmadan bir tatil yapabilirsiniz.Benzer karar aşamalarından geçmiş kişilerin tavsiyesini sorabilirsiniz.Profesyonel yardım alabilirsiniz.
Unutmayın, eğer infertilite tedaviniz başarısız olmuşsa,bu hayatınızın bir deneyimi olarak yerinde duracaktır;bu gerçeği ne yok sayabilir ne de değiştirebilirsiniz. Ama değiştiremediğiniz ya da görmezden gelemeyeceğiniz şey aslında “başarısız bir tedavi sürecidir” ,asla hayatınız değil! Bir kez kararınızı verdikten sonra yaşadığınız hayal kırıklığının azaldığını göreceksiniz. Hala bir çocuk sahibi olmak istiyorsanız evlatlık edinebileceğinizi unutmayın (Vakit çok geç olmadan!).
Özetle…
İnfertilite ile başa çıkmak asla kolay değildir,ama başarılamayacak bir şey de değildir.Çok gerçekçi bir yaklaşımla önünüzdeki engeller için kendinizi hazırlayın, gerçeklere göğüs germenin “kaçmaktan” daha kolay olduğunu unutmayın. Duygularınızı paylaşmak hem yükünüzü hafifletir hem de tavsiyeler için fırsat verir. Zor zamanlarda ortak bir sorunla başa çıkmak, uygun yönlendiği takdirde, sizin ve eşinizin arasındaki ilişkinin sağlamlaşmasını sağlayacaktır. Herşeyin ötesinde, “SABIR ,POZİTİF DÜŞÜNME ve UYGUN TEDAVİ”ile çoğu “İNFERTİL ÇİFT”, “ANNE ve BABA” olabilmektedir.