TANIM
Genellikle cinsel ilişki ile kişiden kişiye bulaşan ve mikroorganizmaların neden olduğu, genital yol enfeksiyonlarına verilen isimdir.
Hem gelişmiş hem de gelişmekte olan ülkelerde önemli bir sağlık problemidir. Gelişen tıp ile birlikte bu hastalıklara yönelik gerek tarama gerekse tedavi uğraşılarının yoğun olarak devam etmesine karşın vaka sayısında artma görülmektedir.
Son yıllarda HIV enfeksiyonunun ortaya çıkması ve AIDS’in ölümcül bir hastalık olması, CYBE’ların ise HIV yayılımı için bir risk faktörü olarak tanımlanması ile bu enfeksiyonlara yönelik ilginin artmasına neden olmuştur.
CYBE cinsel aktif olan herkesi etkileyebilir. Konjenital sifilis, HIV, Hepatit B dışındaki enfeksiyonlar 14 yaşın altında hemen hemen hiç görülmez.
15-35 yaş arası görülme sıklığı artar, ilerleyen yaşla sıklığı azalır. 14-19 yaş arası grupta kadınlarda erkeklerden daha sık görülür. Genç yaş grubunda kadınlarda daha sık görülme nedenleri kızların daha erken yaşta evlenmesi ve vajen mukozasının geniş yüzeyinden dolayı biyolojik olarak kadınlarda enfeksiyon alma riskinin erkeklerden fazla olmasıdır.
Erkeklerde sünnet de CYBE görülme sıklığını etkileyen faktörlerden birisidir. Prepusyum etkenler için bir rezervuar görevi görerek cinsel yolla bulaşan enfeksiyonların bulşamasını kolaylaştırmaktadır.
CİNSEL YOLLA BULAŞAN HASTALIKLARIN ETKENLERİ
Bugün 40’dan fazla cinsel yolla bulaşan hastalık bilinmektedir. Bunlar bakteriler, virusler, mantarlar, protozoonlar ve ektoparazitlerdir.
- HIV enfeksiyonu (AIDS)
- Hepatit B (HBV)
- Bel soğukluğu (Gonore)
- Frengi (Sifilis)
- Klamidyoz
- Kandidiyazis
- Trikomoniyazis
- Yumuşak şankr
- Granuloma inguinale
- Genital herpes
- Lenfogranuloma venerum
BELİRTİLER
Cinsel temastan sonra enfeksiyonun bulaşması ile belirtilerin ortaya çıkması arasında geçen süre her hastalık için farklı olmaktadır. Örneğin klamidya enfeksiyonunda bu belirtilerin görülmesi haftalar sonra olmakta iken AIDS’de yıllar sonra görülebilmektedir.
Bu hastalıkların önemli bir özelliği de, özellikle kadınlarda belirtisiz hastalık görülme oranının oldukça yüksek olmasıdır. Örneğin klamidya enfeksiyonu erkeklerde %30 oranında asemtomatik seyrederken, kadınlarda %70-75 oranında belirtisiz seyretmektedir. Yine gonorenin erkeklerde asemptomatik görülme oranı %10 iken kadınlarda %90, trikomonas enfeksiyonunun ise %50 dir.
En sık görülen belirtiler şöyle özetlenebilir;
- İdrar yaparken yanma, sık idrara gitme
- Peniste, vajinada, makatta veya ağızda yaralar, siğiller, veziküller
- Penisten veya vajinadan akıntı olması
- Lenf bezlerinde büyüme
- Karın alt bölgesinde veya kasıklarda ağrı
- Cinsel ilişki sonrası kanama
RİSK GRUBU
- Homoseksüel veya biseksüel erkekler
- Damar içi ilaç bağımlıları
- Çok sık partner değiştiren kişiler
- Hayatını seks yaparak kazananlar
- Daha öncesine ait CYBE öyküsü olanlar
- 1985 yılından önce kan veya kan ürünleri nakli yapılan kişiler
CİNSEL YOLLA BULAŞAN ENFEKSİYONLARIN OLUMSUZ SONUÇLARI
- CYBE’lar her iki cinste de fertiliteyi olumsuz etkiler. Kadınlarda enfeksiyonun alt genital organlardan yukarı doğru yayılması sonucu pelvik enflamatuar hastalık, kronik pelvik ağrı, infertilite (kısırlık) gelişebilir.Pelvik enfeksiyona neden olan en önemli etkenler C.tarchomatis ve N.gonorrhoeae’dir.
- CYBE’ların bir diğer olumsuz etkisi, dış gebelik riskini arttırmalarıdır. Genital klamidya enfeksiyonu geçiren kadınlarda dış gebelik riski yaklaşık 2 kat artmaktadır.
- CYBE gebelik ve doğum sürecinde bebeği de olumsuz etkilemektedirler. Sifilisli gebelerin 3/2 sinde amniotik sıvı geçişi ile bebek enfekte olmakta ve %40 oranında düşük, ölü doğuma neden olmaktadır
CİNSEL YOLLA BULAŞAN ENFEKSİYONLARIN ÖNLENMESİ
- CYBE ile başa çıkmada en etkili yöntem bu hastalıkların önlenmesidir. Bu amaçla DSÖ’nün benimsemiş olduğu yaklaşım şu ana başlıklarla özetlenebilir;
- Sağlıklı cinsel davranış biçimleri desteklenmeli
- Kondom kullanımı yaygınlaştırılmalı ve maddi olarak elde edilebilir olmalı
- Erken tanı ve tedavi yaklaşımı benimsenmeli
- Hastaların ve eşlerinin sağlık hizmetlerinden birlikte yararlanabilmeleri sağlanmalı
- Bazı hastalıklar için (sfilis gibi) tarama testleri geliştirilmeli