”Mild stimulation”/ ”hafif uyarım” olarak çevirebileceğimiz şekilde uygulanan tedavi protokolleri, hem tedavi maliyetini düşürmekte hem de gebelik sonuçlarından ödün vermeden yüksek verim alınmasına yardımcı olmaktadır. Yüksek doz ilaç kullanımı, her follikülün cevap verme kabiliyetinin ötesinde bir uyarım yaparak,sadece fazla sayıda oosit (yumurta ) elde edilmesine yol açmakta, bu durum ise ister tedavi süresinin kısalması ve dolayısı ile olgun oosit elde edilme ihtimalini azaltması ile, ister  erken progesteron yükselmesi ile endometriumu (rahim zarı)  implantasyon (ana rahmine tutunma) için uygun olmayan bir şekle sokması,isterse de yüksek estradiol düzeylerinin yarattığı hiperstimülasyon (overyan hisperstimülasyon-OHSS) durumu ile tedaviyi hem gidişat hem de sonuç açısından olumsuz etkilemektedir. Yüksek doz ilaç kullanımı ile normalde %3-7 arasında izlenen OHSS, daha yüksek oranda ve şidette izlenmektedir. Unutulmamalıdır ki,OHSS tüp bebek tedavilerinin ”hayatı tehdit edici” yan etkilerinden biridir. Yüksek doz ilaç kullanımı ile olgun yumurta elde edilmesi arasında ters bir bağlantı vardır. Çünkü yüksek doz ilaç hzlı bir şekilde follikül çaplarını ve estradiol düzeylerini artırırken, yumurta bu hızlı gelişime ayak uyduramamakta ve neticede hem olgun oosit sayısı toplanana oranla oldukça az, hem de olgun oositlerin döllenmesi beklenenden az olmaktadır. Tedavi başarısının ana unsuru ,fazla sayıda oosit toplamak,ne olursa olsun embriyoları  dondurmak değil, sayıdan bağımsız olarak, elde edilen oositlerden gelişen embriyoların kalitesi ve transfer edilen embriyo başına  yüksek  gebelik oranı sağlanmasıdır. Kısaca, yüksek doz,fazla sayıda oosit başarının değil aksine tekrarlayan başarısızlıkların temel nedeni olabilir.