Yıllar içerisinde giderek iyileşen klinik yaklaşımlar ve embriyoloji laboratuarı standardizasyonu sonucunda ülkemiz tüp bebek tedavileri uygulayan ülkeler arasında hatırı sayılır bir başarı kazanmış ve önemli bir yer edinmiştir.Ancak bu başarı öyküsünde kısmen de olsa fazla sayıda embriyo transferinin yapılmasının da katkısının olduğu bir gerçektir.Her ne kadar çoklu embriyo transferinin (3′den fazla olmamak kaydı ile) neticeleri kabul edilebilir çoğul gebelik oranları ile birlikte olsa da,çoğul gebeliğin anne ve bebek (bebekler) için riskli bir durum olduğu tartışılmaz bir durumdur.Ancak tek embriyo transferi ile de gebelik hızı ciddi olarak düşmektedir.Çünkü, tek başına yapılan embriyolojik değerlendirme ,embriyonun genel olarak yaşamsal gücünü ve anne rahimine tutunarak gebelik sürecini başlatabilme potansiyelini ölçememektedir. Şimdiye kadar bu sorunu aynı yüksek kalite özelliklerine sahip birden fazla embriyoyu transfer etmek suretiyle aşmaya gayret ettik ancak çoğul gebelik de karşımızda bir sorun olarak belirdi.Öte yandan tek embriyo transferi ile de arzulanan gebelik hızına (transfer edilen embriyo başına gelişen gebelik) ulaşamadık,bu oran %12,5-20 arasında kaldı.
Bu veriler ışığında tek başına morfolojik değerlendirmenin gebelik gelişimi açısından tahmin gücünün özellikle de tek embriyo (ya da en fazla iki) transferi söz konusu olduğunda yüksek olmadığını söyleyebiliriz.Peki embriyoların gebelik geliştirme açısından gücünü ölçebilmenin başka bir yolu var mı?
Biyoteknolojik bir bilim alanı olan metabolomiks, bu noktada embriyoların yaşamasal gücü ve dolayısı ile gebelik geliştirme potansiyellerinin ölçümü açısından ek bir katkıyı vermeye başlamış gibi gözükmektedir. Tüp bebek uygulamaları sırasında embriyolar kültür sıvıları içerisinde saklanmakta ve transfer anına kadar bu sıvılardan temel gereksinimlerini karşılamakta ve yine yaşamsal/metabolik atıklarını bu sıvılara bırakmaktadır. Embriyoların içinde bulunduğu bu kültür sıvılarının mevcut metabolitler açısından analiz edilmesi,ideale en yakın dolayısı ile tutunma gücü en yüksek embriyoyu belirleyebilmektedir. Kısaca metabolik olarak en iyi işaretleri veren ve kaliteli yapısal özellikler gösteren embriyoyu transfer etmek,sadece yüksek yapısal nitelikli birden fazla embriyoyu transfer etmekten hem gebelik hızının yüksekliği hem de çoğul gebelik gelişmemesi açısından farklılık göstermektedir.
Tüm bu saydığım nedenlerden ötürü,embriyonun metabolik aktivitesinin ölçümü yani metabolomiks tek embriyo ile yüksek gebelik hızı sağlamak açısından ümit vericidir ancak uygulamanın dünyada ve ülkede yeni olması nedeni ile veriler kısıtlıdır. Rutin uygulamaya geçmesi geniş hasta sonuçlarının değerlendirilmesi ve maliyetinin azalması durumunda söz konusu olabilir.